NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
حَنْبَلٍ
حَدَّثَنَا
هُشَيْمٌ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الْمَلِكِ
عَنْ عَطَاءٍ
عَنْ جَابِرِ
بْنِ عَبْدِ اللَّهِ
قَالَ كُنَّا
نَتَمَتَّعُ
فِي عَهْدِ
رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
نَذْبَحُ
الْبَقَرَةَ
عَنْ
سَبْعَةٍ وَالْجَزُورَ
عَنْ
سَبْعَةٍ
نَشْتَرِكُ
فِيهَا
Câbir b. Abdullah'dan
rivayet olunmuştur ki:
Biz Resûlullah (S.A.V.)
zamanında temettü' haccı yapar ve ortaklaşa yedi (kişi) ye bir sığır ve (yine)
yedi kişiye bir deve kurban ederdik.
İzah:
Müslim, hac; Tirmizî,
hac; Nesâî, dahaya; Muvatta dahaya; İbn Mâce edahî; Ahmed b. Hanbel III-335,
V-409.
Temettü' Haccı: Hac ile
umreyi ayrı ayrı iki ihramla yapmaktır.Bir hac mevsminde hem hac hem de umre
yapmaya muvaffak olan bir kimseye bu muvaffakiyetinin bir şükrü olmak üzere
kurban kesmek vâcib olur.
Konumuzla ilgili bu
hadis-i şerifte, Hz. Peygamber (S.A.V.)'in Devr-i saadetinde temettü haccından
sonra deve ile sığırın yedişer kişi arasında ortaklaşa kurban edildiği ifade
edilmektedir.
Aslında bu hadisin
yeri, hac bölümü olmakla beraber bir sığırın veya bir devenin yedi kişi
arasında ortaklaşa kurban edilebileceğini ifade etmesi cihetiyle musannif Ebû
Dâvûd (r.a.) bu hadisi mevzumuzu teşkil eden bâbla ilgili görerek buyara
yerleştirmiştir.
Kurban bayramında,
Mina'da şükür kurbanı (hedy) olarak kesilen bir deve yahut da bir sığırın kaç
kişiye yeteceği mevzuunda ihtilâf vardır, Âlimlerin bu husustaki görüşlerini
şu şekilde özetlemek mümkündür.
1. Hedy kurbanında
ortaklık caizdir. Ancak mes'ele ulema arasında ihtilaflıdır. İmam Şafiî, İmam
Ahmed ve Cumhur ulemaya göre; hedy kurbanı vâcib olsun, nafile olsun
kesenlerin ister hepsi ibadet niyetiyle olsun yahut bazıları et için iştirak
etsin müştereken kesilebilir. Delilleri bu hadislerdir.
Dâvud-u Zahirî ile
Malikîlerden bazıların göre, ortaklık ancak nafile olarak kesilen kurbanda
caizdir. Vâcib kurbanda bu caiz değildir. İmam Malik, hedy kurbanında mutlak
süratte ortaklık caiz olmadığına kaaildir.
İmam Azam'a göre,
ortaklaşa kurban kesenlerin hepsi ibadete niyet etmek şartıyla, caizdir.
İçlerinden bazıları et için keserse, ortaklık caiz değildir.
Koyunu ortak kesmek
âlimlerden hiçbirine göre caiz değildir.
2. Deve ile sığır yedi
kişiye kâfidir. Bunlardan her biri yedi koyun yerini tutar.[A. Davudoğlu,
Müslim, VII-23.]
3. Said b. el-Müseyyeb
ile İshak b. Kahuye ve İbn Huzeyme ise "her ne kadar Mina'da şükür kurbanı
olarak kesilen bir deve veya bir sığır yedi kişiye yetmek hususunda eşit iseler
de uhdiye kurbanı olarak kesildikleri zaman farklıdır. Uhdiye kurbanı olarak
kesildikleri zaman bir sığır yedi kişiye yettiği halde bir deve on kişiye
yeter" derler. Bu görüşlerini delil olarak da "biz bir yolculukta Resûlüllah
(S.A.V.)'in beraberinde idik. Kurban bayramı günü geldi. Devede on kişi sığırda
ise yedi kişi ortaklaştık.[Fethürrabbânî, el-Bennâ A. Abdurrahman XIII-84;
Nesaî, dahaya; İbn Mâce edahî; Tirmizî Edahi] mealindeki hadis-i şerifi
göstermişlerdir.
Bu görüşte olanlara
göre devenin de sığır gibi sadece yedi kişi arasında kesilebileceğini ifade
eden ve mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerif, Mina'da kesilen hedy kurbanıyla
ilgilidir. Uhdiye kurbanı ile ilgili değildir.
Her ne kadar Tekmile
yazan da bu görüşü tercih etmişse de aslında bunların delilini teşkil eden
mealini sunmuş olduğumuz hadis-i şerif, Buharî ve Müslim'in Câbir'den rivayet
ettikleri "Resûlüllah (S.A.V.) bedene sayılan sığır ve develeri yedişer
kişilik grublar halinde ortaklaşa kesmemizi emretti"[Neylü'l-Evtar,
Şevkanî V-115.] mealindeki hadis-i şerifle "Peygamber (S.A.V.) ile
birlikte yaptığımız hac ve umrede her yedi kişi bir deveye ortak olduk. Bunun
üzerine birisi kalkıp Cabir'e:
Devede olduğu gibi
sığırda da ortaklık sahih midir? diye sordu.
Câbir de:
O ancak develerden
sayılır. Cevabını verdi. mealindeki hadis-i şerife aykırıdır. Çünkü bu hadis-i
şeriflerde deve ile sığır cinsinin bedene sayıldıkları ve aynı sınıfa
girdikleri ifâde edilmektedir. Bu ise, iki cins arasında hiçbir fark olmadığı
anlamına gelir. Cumhur ulemanın görüşü budur.
Hanefi âlimlerinden
el-Kâsanî bu mevzuda şöyle diyor:
"Bize göre
haberlerin zahiri manaları arasında bir çelişki görüldüğü zaman ihtiyatlı olan
habere sarılmak icâb eder. Burada madem ki bir devenin kurban olarak yedi
kişiye yeteceğinde ittifak, on kişiye yeteceği hususunda da ihtilâf vardı. O
halde devenin yedi kişiye yeteceğini ifade eden haberlere sarılmak ihtiyata
daha uygundur."[Bedaiussanaî, el-Kasanî, V-71.]